
IRGANDI KÖPRÜSÜ
ırgandı köprüsü ve fransız konsolosluğu
XVII.yüzyılda Bursa’ya gelen Evliya Çelebi bu köprünün mimarisi ile onunla ilgili öyküleri anlatmaktadır. “Evsaf-ı cisr-i Irgandi. Bursa’nın bir çarşısı da Gökdere’deki Irgandi Köprüsü üzerindedir ki, yemin ve yesar ikiyüz kadar hallac dükkanlarıdır. Hücrelerinin pencereleri zir-ü paylerinden cereyan eden Gökdere’ye nâzırdır. Ve bu cisr dükkânlarının üzeri cümle tonoz kemerler ile mebni olub kurşun ile mesturdur. Bu cisrin iki başında kal’a kapuları gibi temiz kapılar üzere mazgal delikleri vardır. Cizrin bir tarafı boştur. Han gibi misafirhane olup at bağlanır”.

IRGANDI KÖPRÜSÜ:

Bursa'da Gökdere üzerinde yer alan tarihi bir köprüdür. Kagir ve tek katlıdır. İki yanında dükkanlar sıralanır. Bu nedenle Türkiye'nin Ponte Vechino'su olarak anılır.
Dünyadaki 4 çarşılı köprüden ilkidir. Diğer köprüler İtalya'nın Floransa(Ponte Vecchio) ve Venedik(Ponte Rialto), Bulgaristan'ın Lofça (Osma Köprüsü) kentlerinde yer alır.

1442 yılında Irgandılı Ali’nin oğlu Hacı Muslihiddin tarafından inşa edilmiş, 1854 depreminde hasar görmüş ve Kurtuluş Savaşı’nda Yunan ordusu tarafından bombalanmıştır.
Köprü, 2004’de yenilenmiş ve turistik bir mekan olarak kullanıma açılmıştır. Köprüdeki nargile kahveler yaz günleri gençlerin buluşma mekanlarından olmuştur.
Köprü üzerinde Bursa kandilleri ve mumculuk, Bursa bıçağı ve metal işleme sanatı, sedefkarlık, nakkaşlık, minyatür gibi el sanatı ürünleri sergilenip satılmaktadır. Bu nedenle bir sanat köprüsü olarak nitelenebilir.
Köprüde yanyana dükkanları bulunan iki sanatçıya (Metal işlemeci Yılmaz Emen ve sedefkar Zafer Karazeybek), 2005 yılında Kültür Bakanlığı tarafından devlet sanatçısı ünvanı verilmiştir.
Irgamak; oynamak, kımıldamak demektir. Köprünün Irgandı adını alışı ile olarak köprü başındaki bir tabelada, şu Evliya Meseli yazmaktadır:

ırgandı 1913
Orhan Gazi Bursa'yı fethettiği sırada Tanrı uğrunda savaşan yiğitlerden biri bu köprü yerinde "çıkayım mı, geleyim mi" diye bir ses işitir. Gazi hemen kılıç çekip "Çık bakalım, ne yapabilirsin" diyerek sesin geldiği bir yere kılıç vurunca vurduğu yerden gürleyip büyük bir hazine meydana çıkarak yer ırgalanıp sallanır, sarsılır. Gazi, hayrette kalarak şaşırır. İki yanına bakarak ne görse iyi? Derenin içi sikkeli altınlarla dolu.

Hazineyi bulan, hemen koşarak Orhan Gazi'ye olanları anlatır. O da: "Ne hayır ettin! Allah sana kısmet etmiş. Git Bursa'da hayra sarf et." diye emreder. Savaşçı bütün hazineyi evine taşıyarak onda birini devlet hazinesine verdikten sonra kalanı ile büyük bir köprü yaptırır. İşte Irgandı Köprüsü denmesinin sebebi budur. (KAYNAK : BURSA'DA YAŞAM)



Günümüzde köprünün ana tonozu betonarme olup, her iki yanına da taş kemerler yapılmıştır. Köprünün cephesinde dikkati çeken bir özellik de mazgal deliklerinin yerleri bozulmuştur. Köprü hücrelerine tonozlu mekanların üzengi taşlarına kadar taş olan köprü, üzengiden sonra tuğla ile yapılmıştır.

Bu köprü 1442 yılında Pir Ali oğlu Tüccar Muslihiddin tarafından Mimar Abdullah oğlu Timurtaş’a yaptırılmıştır. Eski kaynaklardan öğrenildiğine göre bu köprüde 31 dükkan, bir mescit ve iki de ahır bulunuyordu. Köprünün uzunluğu konusunda kaynaklar birbirini tutmayan bilgiler vermektedirler. Buna göre uzunluğu 45 ile 300 m. arasında değişmektedir. Ancak, çevresindeki yapılanmalar, köprünün iki yamacındaki eğimin armasından ötürü vadi daralmış ve bu yüzden de köprünün boyu kısaltılmıştır.
1800 lerden itibaren ırgandı resimleri



ırgandı 1880




Bilgiler icin cok tesekkur ederim.memleketimin her kosesi essiz ve derin bir tarih.
YanıtlaSil